Besen Özkurt

English


Terapist gibi dinlemek

2025-05-13

Terapistinizden beklentiniz nedir? Benim gibiyseniz şöyle bir şeydir:

50 dakika boyunca anlattığım şeylerle ilgili öyle bir soru sorsun ki apışıp kalayım. Ya cevabını gerçekten bilmiyor olayım, ya da bildiğim halde söylemekte zorlanayım.

Öyle bir dinlesin, öyle bir anlasın ki nokta atışı tek soruyla daha önce hiç görmediğim bir pencere açsın. Sırf o soru sayesinde seans aklıma kazınsın.

İlişkilerde de durum farklı değil. Görülmek, duyulmak, anlaşılmak istiyoruz.

Ama her ne hikmetse, anlamak için çabalamıyoruz.

Karşıdaki anlatıyor da anlatıyor, bizse konuşma sıramızı bekliyoruz. Sonuçta bizim de başımızdan geçen çok benzer bir olay var, yeri gelmişken bahsetmemek olmaz, değil mi? Acaba?

O çok benzer olayın karşıdakine gerçekten nasıl yardımcı olacağını düşündünüz mü? Yoksa konu açıldığında zaten anlatacağınız şeye karar verip dinlemeyi bıraktınız mı?

Akıllara kazınan o soruları sorabilmek için, önce karşıdakini anlamak gerekiyor.

Bırakın, kendinizden bahsetmeyiverin. Yeri gelsin, geçsin, siz dinlemeye devam edin.

Dinledikçe birleştirecek daha çok nokta ortaya çıkacak. Ne kadar çok noktayı birleştirirseniz, sorduğunuz sorular o kadar iyi olacak. Sorularınız ne kadar iyi olursa, bıraktığınız etki de o kadar kalıcı olacak.

Düzenli olarak iyi sorular sorduğunuzda, karşınızdakiler bunu fark edip dile getirmeye başlayacaklar. Sizinle konuşurken hissettiklerini, deneyimlerini nasıl iyileştirdiğinizi hatırlayacaklar.

Ve bundan alacağınız tatmin, kendinizden bahsettiğiniz zamankinden çok daha derin olacak.

Email listeme kaydolun